Büyükada’da ki kaos toplantısının Alman Konsolosluğu tarafından sürekli izlendiği ve bilgisi dahilinde yapıldığı ortaya çıktı. Büyükada’da toplantı yaptıkları otelde gözaltına alınarak ‘silahlı terör örgütüne yardım etmek’ suçundan tutuklanan 10 şüpheliden Almanya vatandaşı Peter Frank Steudtner’in ifadesinde önemli itirafların yer aldığı öğrenildi. Kendisini insan hakları antrenörü olarak tanıtan Steudtner’ın Türkiye dışında Kenya, Angola, Mozambik, Nepal bir çok ülkede kaos eylemlerini organize ettiği belirtiliyor.
KAOS TOPLANTISI
Steudtner’in ifadesinde verdiği bilgiler, Alman Hükümetinin neden ayağa kalktığına da ışık tutuyor. Savcılık sorgusunda Alman Konsolosluğunun telefonlarına yüklediği bir program üzerinden yapıp ettiklerini sürekli izlediğini itiraf eden Steudtner; “Türkiye’ye girişimden nerede kalacağıma kadar İstanbul’daki Alman temsilciğinin bilgisi vardır. Elepant isimli program sayesinde otomatik olarak yurttan çıkışımız ve başka ülkeye girişimiz konsolosluk tarafından takip ediliyor. Program ziyaret ettiğimiz ülkelerde başımıza olumsuz bir durum gelmesi durumunda bununla temsilciliğin ilgilenebilmesi için dizayn edilmiş ve kullanıma sunulmuştur” dedi.
KRİPTO UZMANI
Peter Frank Steudtner, ifadesinde o kaos toplantısında neler konuşulduğunu ve kendi uzmanlık alanlarını da itiraf etti. Steudtner “Birlikte çalışmalar yürüttüğümüz Ali Ghravi isimli arkadaşım bu toplantıdan bahsetti. Toplantıdan bir hafta önce katılmaya karar verdim. Otel ve uçak masraflarını toplantıyı finanse eden HIVOs isimli Hollandalı insan hakları kuruluşundan fatura karşılığında yer alacaktım. HIVOs’un finanse ettiği bu toplantıyı Türkiye’den insan hakları ortak platformu isimli kuruluş organize ediyordu. Uzmanlık alanım kişilerin stres ve psikolojik sağlık iyi oluş halini sağlamak ve psikolojilerini koruma konularıdır. Aynı zamanda güvenli veri iletişimi ve veri bütünlüğü sağlama uzmanıyım. Toplantı sırasında genel olarak hackerlerin önlenmesi, dijital materyallerin 3. kişilerin eline geçmesinin önlenmesi, bu cihazlardaki güvenliğin sağlaması konusunda uzun uzun konuştuk. Genel olarak insan hakları derneklerinin ve üyelerinin sosyal medya ve data verilerinin üçüncü kişiler tarafından ele geçirilmesine karşı koyma, herhangi bir hacker saldırısına karşı koruma, şifreleme yedekleme ve kriptolama konuları konuşuldu” şeklinde ifade verdi.
İNKARA KALKIŞTI
Savcılık ve polis sorgusunda Büyükada toplantısındaki bir çok kritik konuyu gizleyen ve inkar eden Steudtner’ın, ona tercümanlık eden Ahmet T.Tunçten’in itirafları karşısında ise sessiz kaldığı öğrenildi. Tercüman Tunçten ifadesinde, toplantıda Alman Peter ve İsveç vatandaşı Ali’nin konuşmacı olduğunu söyledi. Suriye konusunun konuşularak bununla ilgili bir resim çizildiğini anlatan Tunçten’in, ‘Toplantıya katılan kişilerin haberleşmede kullandıkları yöntemlerin ve haberleşme içeriklerinin polisler ve ya diğer kişiler tarafından ele geçirilmesinden endişe ettiklerini, güvenli haberleşme programlarından bahsettiklerini Signal, Wire, WatsApp programlarından karşılaştırdıklarını, Bylock isimli programdan bahsettiklerini” anlattığı belirtildi. Steudtner “Suriye konusu ve Bylock, polisten veri saklamak gibi konular konuşulmadı” diyerek inkar etmeye çalıştı. Ancak tercüman Ahmet T.Tunçten dışında gizli tanığın da Steudtner’ın yalan konuştuğunu söylediği öğrenildi.
140 FETÖ’CÜ ŞiRKET DÜZELTMESi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Alman mevkidaşı Thomas De Maiziere ile bugün 40 dakikalık telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Türkiye’deki Alman şirketlerine karşı soruşturma açıldığı iddialarının ele alındığı, Bakan Soylu’nun herhangi bir Alman şirketi ile ilgili Türkiye tarafından yürütülen bir soruşturmanın söz konusu olmadığının iletildiği öğrenildi. Bakan Soylu, Alman şirketlerinin Türkiye’de yatırım yapmasından dolayı her zaman memnuniyet duyduklarını ifade etti. Bakan Soylu, FETÖ ile iltisakı nedeniyle 140 Türk şirketiyle ilgili Türkiye’de yürütülen soruşturma kapsamında bu şirketlerin ihracat yaptığı tüm ülkelerden Interpol üzerinden standart bilgi talebinde bulunulduğunu belirterek, bu kapsamda, Interpol üzerinden diğer ülkeler gibi Almanya’ya da iletilen talepte bir iletişim problemi olduğunun tespit edildiğini kaydetti. Bakan Soylu, iletişim problemini oluşturan bu konunun Interpol üzerinden düzeltildiğini iletti.
Almanya küstahlık dozunu artırdı
Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerilim düşecek diye beklenirken, Alman siyasetçilerden art arda skandal açıklamalar geliyor. Siyasetçiler, Türkiye’ye baskının artırılmasını talep etti. Hristiyan Birlik Partileri Meclis Grup Başkanı Volker Kauder ARD kanalına yaptığı açıklamada Türkiye ile Gümrük Birliği ve soğuyan AB üyeliği sürecinin “Türkiye’ye karşı tabii ki baskı aracı” olabileceğini söyledi. “Türkiye’nin esasen ekonomik sorunları olduğunu biliyoruz” diyen Kauder, “Türkiye’ye böyle devam edemeyeceğini söylememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kauder NATO’nun da müdahil olmasını istedi.
NATO’YU ÇAĞIRDILAR
Almanya Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Wolfgang Hellmich de Alman hükümetine Türk tarafına baskıyı artırması çağrısında bulundu. Hellmich, “Alman hükümeti net bir çizgi çekmeli ve ‘Biz Ağustos sonuna kadar zaman veriyoruz, o zaman bir karar verilmek zorunda’ demeli. Almanya NATO’da prensip meselesini netleştirmek için aktif bir şekilde bastırmalı. Biz Türkiye’nin duruma göre keyfi karar vermesine bağımlı olmak istemiyoruz ve olamayız. Bize şantaj yapılmasına ise izin veremeyiz” dedi. Almanya Ekonomi Bakanlığı ise Almanya’nın mevcut koşullarda Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasını uzatılmasının mantıklı olup olmadığını AB’deki ortaklarıyla tartışılacağını açıkladı. Sözcü ayrıca başka önlemleri de halen gözden geçirmekte olduklarını söyledi.
DİYALOG ÇAĞRISI
Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında bugün yapılacak Siyasi Diyalog Toplantısı öncesinde açıklama yapan AB Komisyonunun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn: “Türkiye önemli bir komşu ülke. Diyalog kanallarını açık tutmamız gerekiyor” dedi. Benzer çağrı Almanya Hükümet Sözcüsünden de geldi. Kemal Gümüş - Star
KAOS TOPLANTISI
Steudtner’in ifadesinde verdiği bilgiler, Alman Hükümetinin neden ayağa kalktığına da ışık tutuyor. Savcılık sorgusunda Alman Konsolosluğunun telefonlarına yüklediği bir program üzerinden yapıp ettiklerini sürekli izlediğini itiraf eden Steudtner; “Türkiye’ye girişimden nerede kalacağıma kadar İstanbul’daki Alman temsilciğinin bilgisi vardır. Elepant isimli program sayesinde otomatik olarak yurttan çıkışımız ve başka ülkeye girişimiz konsolosluk tarafından takip ediliyor. Program ziyaret ettiğimiz ülkelerde başımıza olumsuz bir durum gelmesi durumunda bununla temsilciliğin ilgilenebilmesi için dizayn edilmiş ve kullanıma sunulmuştur” dedi.
KRİPTO UZMANI
Peter Frank Steudtner, ifadesinde o kaos toplantısında neler konuşulduğunu ve kendi uzmanlık alanlarını da itiraf etti. Steudtner “Birlikte çalışmalar yürüttüğümüz Ali Ghravi isimli arkadaşım bu toplantıdan bahsetti. Toplantıdan bir hafta önce katılmaya karar verdim. Otel ve uçak masraflarını toplantıyı finanse eden HIVOs isimli Hollandalı insan hakları kuruluşundan fatura karşılığında yer alacaktım. HIVOs’un finanse ettiği bu toplantıyı Türkiye’den insan hakları ortak platformu isimli kuruluş organize ediyordu. Uzmanlık alanım kişilerin stres ve psikolojik sağlık iyi oluş halini sağlamak ve psikolojilerini koruma konularıdır. Aynı zamanda güvenli veri iletişimi ve veri bütünlüğü sağlama uzmanıyım. Toplantı sırasında genel olarak hackerlerin önlenmesi, dijital materyallerin 3. kişilerin eline geçmesinin önlenmesi, bu cihazlardaki güvenliğin sağlaması konusunda uzun uzun konuştuk. Genel olarak insan hakları derneklerinin ve üyelerinin sosyal medya ve data verilerinin üçüncü kişiler tarafından ele geçirilmesine karşı koyma, herhangi bir hacker saldırısına karşı koruma, şifreleme yedekleme ve kriptolama konuları konuşuldu” şeklinde ifade verdi.
İNKARA KALKIŞTI
Savcılık ve polis sorgusunda Büyükada toplantısındaki bir çok kritik konuyu gizleyen ve inkar eden Steudtner’ın, ona tercümanlık eden Ahmet T.Tunçten’in itirafları karşısında ise sessiz kaldığı öğrenildi. Tercüman Tunçten ifadesinde, toplantıda Alman Peter ve İsveç vatandaşı Ali’nin konuşmacı olduğunu söyledi. Suriye konusunun konuşularak bununla ilgili bir resim çizildiğini anlatan Tunçten’in, ‘Toplantıya katılan kişilerin haberleşmede kullandıkları yöntemlerin ve haberleşme içeriklerinin polisler ve ya diğer kişiler tarafından ele geçirilmesinden endişe ettiklerini, güvenli haberleşme programlarından bahsettiklerini Signal, Wire, WatsApp programlarından karşılaştırdıklarını, Bylock isimli programdan bahsettiklerini” anlattığı belirtildi. Steudtner “Suriye konusu ve Bylock, polisten veri saklamak gibi konular konuşulmadı” diyerek inkar etmeye çalıştı. Ancak tercüman Ahmet T.Tunçten dışında gizli tanığın da Steudtner’ın yalan konuştuğunu söylediği öğrenildi.
140 FETÖ’CÜ ŞiRKET DÜZELTMESi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Alman mevkidaşı Thomas De Maiziere ile bugün 40 dakikalık telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, Türkiye’deki Alman şirketlerine karşı soruşturma açıldığı iddialarının ele alındığı, Bakan Soylu’nun herhangi bir Alman şirketi ile ilgili Türkiye tarafından yürütülen bir soruşturmanın söz konusu olmadığının iletildiği öğrenildi. Bakan Soylu, Alman şirketlerinin Türkiye’de yatırım yapmasından dolayı her zaman memnuniyet duyduklarını ifade etti. Bakan Soylu, FETÖ ile iltisakı nedeniyle 140 Türk şirketiyle ilgili Türkiye’de yürütülen soruşturma kapsamında bu şirketlerin ihracat yaptığı tüm ülkelerden Interpol üzerinden standart bilgi talebinde bulunulduğunu belirterek, bu kapsamda, Interpol üzerinden diğer ülkeler gibi Almanya’ya da iletilen talepte bir iletişim problemi olduğunun tespit edildiğini kaydetti. Bakan Soylu, iletişim problemini oluşturan bu konunun Interpol üzerinden düzeltildiğini iletti.
Almanya küstahlık dozunu artırdı
Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerilim düşecek diye beklenirken, Alman siyasetçilerden art arda skandal açıklamalar geliyor. Siyasetçiler, Türkiye’ye baskının artırılmasını talep etti. Hristiyan Birlik Partileri Meclis Grup Başkanı Volker Kauder ARD kanalına yaptığı açıklamada Türkiye ile Gümrük Birliği ve soğuyan AB üyeliği sürecinin “Türkiye’ye karşı tabii ki baskı aracı” olabileceğini söyledi. “Türkiye’nin esasen ekonomik sorunları olduğunu biliyoruz” diyen Kauder, “Türkiye’ye böyle devam edemeyeceğini söylememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kauder NATO’nun da müdahil olmasını istedi.
NATO’YU ÇAĞIRDILAR
Almanya Federal Meclis Savunma Komisyonu Başkanı Wolfgang Hellmich de Alman hükümetine Türk tarafına baskıyı artırması çağrısında bulundu. Hellmich, “Alman hükümeti net bir çizgi çekmeli ve ‘Biz Ağustos sonuna kadar zaman veriyoruz, o zaman bir karar verilmek zorunda’ demeli. Almanya NATO’da prensip meselesini netleştirmek için aktif bir şekilde bastırmalı. Biz Türkiye’nin duruma göre keyfi karar vermesine bağımlı olmak istemiyoruz ve olamayız. Bize şantaj yapılmasına ise izin veremeyiz” dedi. Almanya Ekonomi Bakanlığı ise Almanya’nın mevcut koşullarda Türkiye ile Gümrük Birliği anlaşmasını uzatılmasının mantıklı olup olmadığını AB’deki ortaklarıyla tartışılacağını açıkladı. Sözcü ayrıca başka önlemleri de halen gözden geçirmekte olduklarını söyledi.
DİYALOG ÇAĞRISI
Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında bugün yapılacak Siyasi Diyalog Toplantısı öncesinde açıklama yapan AB Komisyonunun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn: “Türkiye önemli bir komşu ülke. Diyalog kanallarını açık tutmamız gerekiyor” dedi. Benzer çağrı Almanya Hükümet Sözcüsünden de geldi. Kemal Gümüş - Star